11 Eylül Olayları Işığında Almanya'da İslam Algısı: Bir Kopuş mu, Süreklilik mi?
Yazar: Erkan Budak
11 Eylül 2001 olaylarından sonra Almanya'daki İslam algısında belirgin olumsuz değişimler gözlenmektedir. Fakat Almanya'nın olumsuz İslam algısının sebebi olarak son dönemlerde gündeme gelen "küresel İslamcı terör" yeterli bir açıklama getiriyor olmaktan son derece uzaktır. 11 Eylül olaylarının akabinde tüm Avrupa'da ortaya çıkan İslam karşıtı dalgayı 11 Eylül öncesinde de var olan İslamofobinin kriz dönemlerinde etkinliğinin artmasıyla açıklayabiliriz. Almanya'da yüzyıllar öncesinden bugüne süzülegelen İslam algısı kendisini öteki olarak addedilen İslam'ın olumsuzlanması yoluyla ifade etmektedir. Ötekinin olumsuzlanması ise Almanlık ya da Avrupalılık kimliğinin pekiştirilmesinin aracı olmaktadır.
Öteki algısı önceleri feodal sistemin kendini meşrulaştırmak ve devamını sağlamak için siyasi olarak başvurduğu yöntemdi. Aydınlanma dönemi ile birlikte ortaya çıkan oryantalizm akımıyla birlikte öteki algısı kültürel bir şekil almıştır. Öteki olarak tanımlanan İslam toplumları, gelişime kapalılık, tekrardan ibaretlik, geri kalmışlık ve ortaya çıkan koloniyalizm sonucu Batı ülkelerine olan bağımlılıkla özdeş algılanmış ve İslam kültürü buna mukabil kurulan kültürel hiyerarşide alt basamağa ait görülmüştür.
Aradan geçen uzun zamana karşın Batı'nın ötekisi olan İslam'ın Almanya'daki algısında oryantalist şablonların sürekliliği göze çarpmaktadır. Özellikle yazılı basındaki İslam ile ilgili haber, yorum ve karikatürlere bahsi geçen oryantalist yaklaşımlar damgasını vurmaktadır. Yükselmekte olan İslam karşıtlığı, Soğuk Savaşın sona ermesi ile birlikte kurgulanan kendilik kimliğinin kendi karşı kutbunu kaybetmesinden dolayı bir nevi ihtiyaç haline gelmiş, komünizmden sonra yeni bir öteki icadı gerekli görülmüştür. Bu sebeple Almanya'daki olumsuz İslam algısı ülkede yaşayan Müslümanların somut gerçekliğinden çok, soyut düzeyde ve uzaktaki bir coğrafyaya yönelik bir üst anlatı olarak değerlendirilmelidir.
Yukarıda, İslam'ın Almanya'daki algılanışı ile ilgili çizilen tablonun, demokratik seviyesi çok yüksek bir ülkenin ölçütleriyle değerlendirilmesi gerekir. Bahsedilen İslam algısı, ne değişmezliğe yazgılıdır ne de söz konusu olumsuz imajı olumlu bir yöne çevirmek için sivil bir girişimin önü kapalıdır. Müslüman kimliğe sahip ülkelerde keyfi ve otoriter uygulamalar gündelik hayata ait tezahürler olduğu gibi bu ülkelerdeki dinsel azınlıklar bir yana bizzat egemen mezhebe mensup olanlar için dahi Almanya'da yaşayan Müslümanların sahip olduğu haklar son derece arzu edilir haklardır. Düşünce, ifade, inanç ve ibadet özgürlüğünün güvence altında olduğu Almanya'da İslam algısına getirilen eleştirinin ideal demokrasi kıstaslarıyla gerçekleştirildiği gözden uzak tutulmamalıdır.
© 2014 Web sitenin tüm hakları Değerler Eğitimi Merkezi'ne aittir.